Feng Shui ile Doğadaki Dengeyi Yaşamınıza Çağırın

Bir çoğunuzun Feng Shui hakkında bilgisi vardır eminim, olmayanlar için felsefesinin öncelikle ‘evren ve toprak ile uyum içinde yaşamak’ olduğunu söyleyelim. Sonrasında da sizleri bu konuyu özümsemiş ve çoktan insanlara aktarmaya başlamış olan Edgü Özdemir ile tanıştıralım.

Bir çoğunuzun Feng Shui hakkında bilgisi vardır eminim, olmayanlar için felsefesinin öncelikle ‘evren ve toprak ile uyum içinde yaşamak’ olduğunu söyleyelim. Sonrasında da sizleri bu konuyu özümsemiş ve çoktan insanlara aktarmaya başlamış olan Edgü Özdemir ile tanıştıralım. Vermiş olduğu ‘Feng Shui ile Dekoratif Objeler‘ workshopuna katılarak da bu konuda daha fazla bilgi sahibi olabilirsiniz. Sözü daha fazla uzatmadan, tüm sevecenliğiyle sorularımızı yanıtlayan Edgü Özdemir ile sohbetimize ortak olmaya davet ediyorum sizi.

feng shui atolye.jpg

Edgü Hanım öncelikle sizi biraz tanımak isteriz, kendinizden biraz bahseder misiniz? İsminizin anlamını da merak ettik ne yalan söyleyelim 🙂
Merhaba, ismimin anlamı ‘iyi’. Öz Türkçe. Etimolojik olarak edgü>eygü>eyü>eyi>iyi.Annem İ.Ü Edebiyat  Fakültesi Türkoloji bölümünde okurken Orhun Anıtlarında rastlamış Edgü ismine, çok sevmiş ve çocuğum olursa Edgü olacak demiş 🙂

1974 yılında Kocaeli’nde doğdum.1979 yılında kurucusu annem Handan Karaadam olan Kocaeli Bölge Tiyatrosu’nda çocuk oyuncu ve kursiyer olarak başladım. Altı yıl devam ettim.1980 yılında Songür Bale okuluna kaydoldum ve10 yıllık eğitimimin üzerine 4 yıl da Giselle Hırçın Kız Copellia  Fındıkkıran gibi eserlerde rol aldım. İ.Ü. İletişim Fakültesi Radyo Tv Sinema bölümünü bitirdikten sonra M.Ü.G.S.F Sinema Televizyon bölümünde yüksek lisans yaptım.2000 yılında TÜRVAK ‘ta kurucu kadroda yer alarak  hocalık hayatıma başladım.

1996 yılında bioenerji, alternatif tıp konularıyla ilgilenmeye başladım. Bu yol beni feng shuiye götürdü. Bir baktım ki çocukluğumdan beri sezgisel olarak bu yoldayım. İlk işaretleri 1982 yılında almıştım. Bazen bir kitap bir hayat değiştirir. Benim de öyle oldu. Kendi içsel yolculuğum başladı. O günden beri kristaller, bio enerji ,çakralar feng  shui, evrenin sırları ,kişisel gelişim, sarkaç kullanımı konusunda yerli yabancı ulaşabildiğim tüm kaynakları okudum, analiz ettim, sentezledim ve kendi karmamı oluşturdum.
26 yıl sinema dizi sektöründe asistanlıktan yönetmenliğe giden yolda Feng Shui zaman zaman  ikinci plana düşse de hayatımda hep vardı. Rahmetli değerli ustam Zeki Alasya ile Budizm ve spiritüel yaklaşımlar, değerli ustalarım Kartal Tibet ve Ümit Efekan ile analitik düşünce,sofistike yaklaşım, verileri toplamak değerlendirmek sonuca ulaşmak yaşam biçimim haline geldi. Sevgili eşim Yavuz Özdemir ile kurduğumuz Dora Dünyası ile Feng Shui ve enerji ilmi yine ilk sıraya oturdu.
Spiritüel (genel olarak ruhu huzura kavuşturmayı bilen, iç dünyasında kendisiyle barışık olmayı seçen ve pozitif düşünce biçimini benimsemiş) biri olma yolculuğum halen devam ediyor.

Feng Shui ile gerçek anlamda tanışmanız nasıl oldu?
Feng Shui ile bilinçli tanışmam 1996-97 senesine takbül eder.Ancak geriye dönüp içsel baktığım zaman ,1982 de okuduğum Polyanna’da, Polyanna’nın hasta bayan Snow’un evine ziyaretinde penceresine astığı kristallerin içeriye nasıl bir yaşama sevinci verdiğini ve hasta bayan Snow’un nasıl değiştiğini görünce sevincimden ağlayarak, heyecanla annemden cama asmak için kristal istememle başladığını görüyorum. İlk kristalimi o zaman edindim ve enerjisine yaşayarak şahit oldum☺ Henüz  sekiz yaşındaydım.
Bu günden sonra insanların hayatlarına bir yerinden dokunmak, yaşama sevinci vermek, pozitif bir değişim yaşamalarına sebep olmak yaşam amacım oldu.Adım misyonunu bulmuştu ‘Edgü-İyi ‘ ☺
İlk uygulamalarımı kendim ve yakın çevremde yapmaya başladım. Sonuçları gördükçe ilerleme arzusu kaçınılmazdı. Sorumluluk artmaya başlayınca işi daha bilimsel olarak yapmam gerekliliği ortaya çıktı.Bunun sonucunda da artık  Fen Shui benim uzmanlaşma alanım olma yoluna girdi.Halen de bu yolculuğum devam ediyor.

edgu ozdemir feng shui.jpg

Böyle bir atölye çalışması yapma fikri nasıl doğdu? Dora Dünyası nasıl kuruldu?
Geçtiğimiz yıl Feng Shui uzmanları ve danışanlarıyla yaptığım görüşmeler sonucu feng shui alanlarını besleyecek element ve figürlerin kendi dekorasyonlarına uymadığı için evlerine Çin’den gelen feng shui objelerini asmayı istemediklerini  gördüm. Hatta bir danışanın ‘evimi çin dükkanına çevirmek istemiyorum’ demesi benim çıkış noktam oldu diyebilirim.

Bunun üzerine dekoratif objeleri tasarlayıp hayata geçirmeye karar verdim. Küçüklüğümde annem yağlı boya resim çalışırdı. Kendimi bildiğimden beri resim yapıyorum. Ancak dizi sektöründe aktif olduğum dönemde yer yer ara vermek zorunda kaldım. Ve sonra baktım ki öğrenilmiş  hiçbir şey unutulmuyor.

Dora öz Türkçede en üst nokta  en yüksek yer,doruk demek. Antik Yunan’da ise “hediye, Tanrının hediyesi” demek. Bize verilen en büyük hediye hayatın ta kendisi 🙂 İşin aslı, eşim ile ikimiz de dizi sektöründe olduğumuzdan kızımız küçükken sürekliliği olan bir iş kurma fikriyle doğdu Dora Dünyası. Hediyelik Eşya fikriyle yola çıktık. Ama farklı olmalıydı. İçine  egzotik, otantik, spiritüel hediyelikler koyduk. Doğu’nun gizemi bizi hep etkilemiştir. Biz bir yer açarız da Feng Shui olmaz mı?:)
Uzun süredir derlediğim verilerle Feng Shui tedavilerinin daha ulaşılır ve anlaşılır olması için bir kitap çalışmam var. Fakat ben yazdıkça boyutu derinlik kazanıyor ve henüz bitmedi.

Peki Feng Shui ile tanışmak sizin hayatınızda evinizde neleri etkiledi?
Feng Shui ile çıktığım yol kuşkusuz beni içsel yolculuğumda çok farklı yerlere götürdü. Ve bunu sizinle paylaşmakta bir sakınca görmüyorum, anne oldum 🙂 Evimizin çocuk alanı kayıp alandı ve tedavi uyguladım. Tedaviden önceki iki yıl kayıplar yaşadıktan sonra yaptığım bu uygulama ile Alara kısa bir süre sonra bize geldi. Buraya sığdıramayacağım pek çok hayati değişiklik yaşadım.

Bize kısaca Feng Shui nedir? Temel ilkeleri nelerdir anlatabilir misiniz? Bilmeyenler için de bir ön bilgi olsun.
Feng Shui “Rüzgar ” ve “Su” anlamına gelen, doğada varolan yaşam enerjisini yaşanılan mekanlarda harekete geçirme yöntemlerini gösteren eski bir Çin öğretisidir.5000 yıllık geçmişiyle bilim olma yolunda ,üniversitelerde ders olarak okutulmaya başlanmıştır.
Doğada var olan 5 element dengesini günümüz yaşam koşullarında kaybettiğimiz için yaşam alanlarımızda dengesizlikler,enerji tıkanıklıkları yaşıyoruz.5 elementin yıkıcı ve yapıcı döngüsü ile yakalamamız gereken dengeyi feng shui ile daha kolay sağlıyoruz.
Benim benimsediğim ekol “Siyah Şapka Okulu”dur. Çünkü her oda kapısını chi ağzı olarak kabul edip,her odanın bagua alanları çalışılmaktadır.Profesör Thomas Lin Yun tarafından Berkeley Üniversitesi’nde dersleri verilmekte ve uygulanmaktadır.
Bu konu uzayıp gidiyor .Devamını workshoplarımızda sohbet olarak anlatmaya devam edicem ☺

feng shui.jpg

Feng shui ile dekorasyon yapmanın temel kuralları nelerdir sizce?
Feng Shui bir dekorasyon stili değildir.Daha çok ana hatları bir çok dekorasyon stili ile uyumlu bir disiplindir. Feng Shuide esas olan element dengesi ve “chi” olumlu yaşam enerjisinin engellere takılmadan dolaşabilmesidir. Chi enerjisi düzgün dengeli ve uyumlu bir şekilde akmazsa tıkanıklık yaratır. Bu tıkanıklık da bizim ruh halimizi ve mekanın enerjisini olumsuz etkiler. Bagua haritasındaki alanlar, elementler, renkler, mekanın ve o mekandaki kişilerin doğum tarihleri ve elementleri mekanın dekorasyonunda belirleyici olacaktır. 
Örneğin; yatak odasında yatağın kapıya olan konumu aşk ve evlilik enerjinizi belirleyecek ve hayatınızda efektif olacaktır. Feng Shuide ayna aspirin gibidir. Doğru yerde kullanıldığında çok faydalıyken yanlış yerde kullanıldığında aşırı doz etkisi yapabilir yani mekanın enerjisine zarar verebilir. Bir evin salonunu düşünün, komşuyla bitişik duvara ayna astınız ve o evde neler olduğunu bilmiyorsunuz. Eğer o evde kavga ve geçimsizlik varsa kısa zamanda o enerji evinize girecektir. Bunu bilmeyen bir dekoratör veya iç mimar estetik olarak uyumlu bile olsa bilmeden bu ailenin enerji dengesini olumsuz  olarak etkileyecektir. Ama illa o ayna o duvarda durmalıysa onun da çözümü var 🙂
feng shui.jpg
Atölyenizde yapılan dekoratif tablolar evlerimizin çehresinde ne gibi şeylere etki ediyor?
Atölye kapsamındaki tüm çalışmalar bir amaca hizmet ediyor..Ya figür,ya element ya da tılsım olarak. Örneğin; bolluk bereket ağacı tablosunun üzerindeki renkler ve 8 şans parası bolluk alanı için besleyici bir çalışma. Aşk kuşları çalışmasında kuşlar, sadakat, aşk ve dayanışmayı temsil ederken fondaki  gökkuşağının 7  rengi de çakralarımıza hitap ediyor. Koi Balığı azmin simgesi, “asla vazgeçme” derken aynı zamanda çift resmedilen koi balığı sadakat ve mutlu aşkı da simgeliyor. Çalışmalarımda 5 element dengesinden dolayı  doğal meteryalleri tercih ediyorum. Ancak kırmızı önemli bir unsur, özellikle kırmızı ip hayat bağı. 

Peki bu dekoratif objeleri tasarlarken sembollerin veya renklerin kullanımında bazı kurallar var mı?
Bagua alanlarını aktifleştiren, besleyen figürler, elementler renkler bellidir. Bu çerçevede hangi alan için çalışma yapılacağı seçildikten sonra biçim öz ve element çerçevesinde her türlü çalışma yapılabilir. Çalışmalar tuvale yapılabileceği gibi, seramik, taş, deri, ağaç, kumaş gibi meteryallere de uygulanabilir. Meteryal seçimi, element döngüsünde ihtiyaç duyulan elemente bağlıdır.

edgu ozdemir feng shui.jpg
Ev dekorasyonunun tamamını Feng Shui ile yapan insanlar var. Bu durum oldukça yayılmaya başladı. Yeni merak salanlar için söyleyeceğiniz tavsiye edeceğiniz bir şeyler var mı?
Evi tamamen Feng Shuiye göre dizayn etmek tabii ki mümkün, faydalı ama maliyetli bir durum. Bunu yapabilen için çok güzel bir çözüm. Günümüz yaşam koşullarında evini, mobilyalarını veya eşyalarını değiştirecek maddi gücü olmayan ancak ruhani olarak bu değişime açık pek çok insan var. Ben küçük dokunuşların büyük sonuçlar doğuracağına inanıyorum. Zaten çıkış noktam da buydu kitap çalışmasına başlarken. Bir yerinden başlamalı, bir ucundan tutmalıyız. Uygulamaya başladıkça, enerji akışı açıldıkça, zamanla önümüze yeni fırsatlar çıkacak ve belki de her şey tümüyle pozitif yönde değişim yaşayacaktır. Önemli olan başlamak ve ertelememek. 

Edgü Hanım son olarak atölye çalışmalarınıza ileride eklemek istediğiniz veya yapmayı hayal ettiğiniz şeyler var mıdır acaba?
Aslında her şey çok hızlı gelişiyor. Atölye çalışmalarıma tamamen bireysel başlamıştım. Ama zamanla hem Dora Dünyası müşterilerimiz hem de yakın çevremin desteğiyle workshoplarla daha çok kişiye ulaşma ve bilgi paylaşma fırsatı doğdu. Budist Hint filozof Bhartrihari’nin dediği gibi, “Bilgi paylaştıkça artan bir hazinedir.” Daha ileriki bir zamanda daha büyük bir mekanda, ustalarla söyleşiler, sanatçılarla workshoplar, konferanslar eğitimler etkileşimler yapmayı çok isterim 🙂 İnsanların hayatına bir ucundan dokunmak,onların enerjilerini yükseltmek,hayatlarına yaşama sevinci ve umut katmak tek amacım. Olumsuzluklar her yaşamda olur. Bu da öğretinin bir parçasıdır. Her ayağa kalkış, yeniden başlayış bizi daha güçlü yapar. Aynı şiddetteki ikinci dalga hiç bir zaman birinci kadar yıkıcı olmaz. Umudunuzu kaybetmemeniz ve her sabah yeniden başlamanız dileğiyle!:)
Sorularınız ve ilginiz için çok teşekkür ederim.

Bir gök dolusu sevgiyle 🙂