Anime çizgi filmleri ve mangalar bir çok insan tarafından yoğun ilgi görüyorlar. Animasyonlardaki görsel anlatım gücü gerçekten kendine hayran bırakabiliyor. Ancak Türkiye’de her ikisi de çok yaygın değil aslına bakarsanız. Televizyon kanallarımızda japon animelerinin yayınlanmamasının sebebinin kanalların daha önceden gösterdikleri Pokemon, One Piece gibi animeler yüzünden rtükten 1 gün kapatılma cezası aldıkları yüzünden olduğu düşünülüyor. Ayrıca anime çizgi filmlerin yanlızca çocuklar tarafından izlenebileceği görüşü var sanırım Türkiye’de hala. Neyse ki artık internet her konuda imdadımıza yetişiyor ve anime severler istedikleri animeyi internetten izleyebiliyorlar. Benim bu yazıyı yazmam Qinni adında küçük bir Manga sanatçısına internette tesadüfen denk gelmem ve çalışmalarına hayran kalmamla oldu. Bu yüzden manga ve anime ile yeni tanışan ve benim gibi araştırıp öğrenmek isteyen meraklılar için bir çok sorunun cevabını bulabilecekleri bir yazı hazırlamak istedim. Siz de belki bu yazıyı okuduktan sonra bir anime ve manga tutkunu olabilirsiniz. Ben anime izlemeye nereden başlayabilirim diye araştırmaya başladım bile ve önerilen izlenesi 4 anime ile karşılaştım. Bunları tabi ki sizinle de paylaşacağım;
Polisiye/Suç: Death Note
Shonen/Macera: Fullmetal Alchemist: Brotherhood
Korku/Gerilim: Another
Tarihi: Rurouni Kenshin
Manga Nedir, Nasıl Ortaya Çıkmış?
Japonların çizgi romanlar için kullandıkları sözcüktür. Manga da anime çizim sanatı ile çiziliyor ve sağdan sola doğru okunuyor. Manga çizimleri animeye göre daha abartılıdır. Manga kelimesinin nasıl ortaya çıktığına baktığımız zaman kelimenin bilinen ilk kullanımının 1770’li yıllara dayandığı söyleniyor. 19. yüzyıl boyunca kelime özel olarak, üzerinde karikatürler bulunan ağaç bloklarını, özellikle de Hokusai Katsushika’nın 1819’da yayınlanmış olan ve öğrencilerinin kullanması için kendisinin çizdiği taslak, çizim ve karikatürlerini adlandırmakta kullanılmış. Hokusai çizdiği taslakları iki Çince karakterin ‘man’ (kaygısız, ilgisiz) ve ‘ga’ (resim) birleşiminden oluşan “manga” kelimesiyle tanımlamış.
Anime Nedir, Nasıl Ortaya Çıkmış?
Anime ise Japon çizgi filmlerine verilen addır ve çoğu manga çizimlerinden beslenir. Ayrıca bu çizgi filmler yanlızca çocuk zekasına göre yapılmış filmler değildir. Yetişkinlerin de izleyebileceği türden bir çok animasyon çizgi film vardır. Ortaya çıkışı ise Japonya’da çağdaş animenin öncüsü olarak kabul edilen Osamu Tezuka adında bir sanatçı ile başlar. Osamu genç yaşlarında 8 mm’lik kamerasıyla küçük animasyonlar çekmeye başlamış ve bu animasyonlarında Walt Disney ve Max Fleischer’ın eserlerinden ilham almış. Sonrasında onun izinden yürüyen sanatçıların yapıtlarıyla anime adı verilen yeni bir stil ortaya çıkmış.
Anime tarihi 20’nci yüzyıl başlarında Japon film yapımcılarının Fransa, Almanya, Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya’daki animasyon tekniklerini keşfetmesiyle başlamış. Bu dönemde Japonya’da filmlere alternatif bir hikâye anlatımı sunabilen animasyon oldukça popüler olmuş. Ancak Amerika’da filmler ve şovlar için oldukça büyük bütçeler mevcut iken, Japonya’da küçük bir piyasaymış ve bütçe, yer, ve aktörlük eksikliklerini de taşıyormuş. O dönemde Osamu Tezuka, Walt Disney ve Max Fleischer’in etkisiyle kendi tarzını yaratmış ve çağdaş animenin kurucusu olarak kabul edilmiş. Eserlerinin ve diğer tasarımcıların da etkisiyle, anime günümüzdeki sanatın mutlak karakteristiklerini ve türlerini yaratmıştır. Mecha tarzı Tezuka tarafından şekil almış, Mecha türü anime günümüzde hala Japonya’da ve dünyada popülerdir. 1990lar’ın ortasında ve sonunda, ayrıca 2000ler’de anime tüm ülkelerde popüler olmuştur.
Japonlar anime çizimlerinde geriden gelseler de şu anda dünya üzerinde bu konuda zirvede olduklarını kabul etmek gerek. Benim izlediğim bir çok anime karakterde, hep bir pes etmeme, hırs, azim durumu olduğuna dikkat ettim, sizin de dikkatinizi çekti mi bilmiyorum. Ama bence anime filmin konusu ne olursa olsun başarı azim yetenek vs. gibi konular genel olarak işleniyor. Bunun sebebi de Japonya’nın zamanında çok zorluklar çekmesine rağmen ayakta kalmış, büyük mücadeleler vermiş bir ülke olması olabilir.
Animelerdeki Karakterler Neden Hep Uzun Bacaklı ve Büyük Gözlü Olur?
Bir çok insan bu durumun japonların küçük göz ve kısa boy kompleksinden dolayı olduğunu düşünüyor fakat durum hiç öyle değil. Mesela, Fleischer Stüdyoları’nda çizilen dünyaca ünlü Betty Boop’un çoğu anime karakterinden bile büyük başı, gözleri küçük ağzı ve burnu, upuzun bacakları var. Bu animasyonu Japonlar hazırlamadı ve Amerikalılar küçük gözlü ve kısa boylu değil tabi ki. Walt Disney bazı gerçeklerin farkındaydı ve bunları animasyonlarda büyük bir başarı ile kullandı. Bu sırada oluşmakta olan Japon animasyon sanatındaki Osamu Tezuka gibi öncüler de batı animasyonunda gördükleri bu çizimleri ve bunların anlamlarını özümseyerek kendi yapıtlarında kullanmaya başlamışlar. Sonuçta bütün ülkelerde her ırktan insan kullanılan bu animasyon tipini çok sevmiş ve bu durum animasyonun popülerliğini giderek arttırış durumda.
Ayrıca güçlü bir görsel anlatım yakalamak büyük gözlerin çizilmesinin en önemli sebeplerinden biri. Devasa boyutlardaki gözlere bir çok duyguyu sığdırabilirsiniz. Bu sayede çok yoğun ve etkileyici bir anlatıma ulaşabilirsiniz. Disney 1942 yapımı Bambi adlı unutulmaz eserinde büyük gözler kullanarak bu etkileyiciliği yakalamıştır.
Bir de büyük gözler bazı anime’lerde “masumiyet” ve “duygusallık” sembolüdür. Bu nedenle bazı anime’lerde karakterin gözleri çocukken büyüktür ama genelde karakterler yaşlandıkça masumiyetlerini kaybettiklerinden gözleri nispeten küçülür.
Animeler Dünyada Ne Durumda?
Animelerin dünya çapında söz sahibi olmaya başlaması ilk renkli anime sinema filmi olan 1958 yapımı The White Snake Enchantress’ın Venedik, Meksika ve Berlin festivallerinde ödüller kazanmasının ardından olmuş. O zamandan beri animeler uluslararası yarışmalardaki bu başarılarını her yıl daha da arttırarak sürdürmekteler.
Batılı animasyon şirketleri de bu başarıya kayıtsız kalmıyor ve batılı şirketlerle ortaklaşa yapımlar yapılıyor. Mesela buna Fransız-Japon ortak yapımı olan Mysterious Cities of Gold (Türkiye’de bilinen ismi: Güneşin Oğlu Esteban) gibi birçok örnek sayılabilir. Ayrıca, batı animasyonun temsilciliğini yapan Disney de artık animelerin başarısını açıkca kabul ediyor.
Bugün batı dünyasının en önemli yönetmen, yazar ve animatörlerinin bir çoğunun anime’ye karşı hayranlık duyduğu da biliniyor. Bu kişiler Hayao Miyazaki, Mamoru Oshii, Katsuhiro Otomo gibi anime yönetmen, yazar ve animatörlerine olan hayranlıklarını açıkca dile getiriyorlarmış. Mesela bunlara örnek vermemi isterseniz; Matrix’in yönetmenliğini yapmış olan Wachowski kardeşler, dünyaca ünlü Ghost In The Shell, Patlabor, Blood: The Last Vampire, Jin-Roh, Urusei Yatsura gibi anime’lerin yönetmenliğini ve/veya yazarlığını yapmış olan Mamoru Oshii’ye olan hayranlıklarını devamlı dile getiriyorlarmış. Üstelik Matrix’deki birçok sahnenin aslında Ghost In The Shell’den esinlenmiş olduğu biliniyor. “Animasyonun yaşayan efsanesi” olarak adlandırılan Hayao Miyazaki hakkında, Buena Vista şirketinin başkanı Michael O. Johnson bir televizyon programında şöyle diyor: ‘Disney’in içinde Miyazaki’ye hayran olan çok sayıda animatör var.’ Pixar stüdyolarının A Bug’s Life ve Toy Story adlı filmlerinin yönetmeni olan John Lasseter şöyle diyor: ‘Pixar’da bir sorun çıktığı zaman çözemezsek Miyazaki’nin filmlerinden birini alıp izleriz ve ilham verecek bir sahne ararız ve bu her zaman işe yarar! Hayrete düşer ve ilham alırız. Toy Story filmi Bay Miyazaki’ye çok büyük bir minnettarlık borçludur.’
Titanic, Aliens, The Abyss, Rambo II, Terminator gibi sayılı filmlerin yazarlığını ve yönetmenliğini yapmış olan James Cameron, Mamoru Oshii’ye gönderdiği mektupta şunları söylüyor: ‘Ghost In The Shell, etkileyici bir kurgu çalışması. Yetişkinler için, edebi ve görsel mükemmelliğe ulaşmış ilk gerçek animasyon filmi. Dizaynı, görsel uyumun şiirselliği ve içeriğinin derinliği onu bilim kurgu filmlerinin içinde özel bir yere koyuyor. Oshii sana tebriklerimle – önemli bir görsel çalışma.’
(Kaynak: www.anime.gen.tr)
Animelerde Kullanılan Terimler
Shounen: Genç erkek demektir, anime türü olarak erkekler için yapılan animedir, şiddet-aksiyon-cinsellik içerebilir.
Shouju: Genç kız demektir, anime türü olarak kızlar için yapılan animedir, duygusallık ve ilişkiler üzerine kurulu konuları içerebilir.
Bishounen: Kadınsı erkeklerdir; narin çizimli, kadınsı seslidirler.
Ecchi: Kısaca sapık demektir, anime türü olarak erotik unsurları olan animelerdir.
Mecha: Robotların, metal dev aletlerin olduğu animelerdir.
Henta: Daha büyük sapık diyebiliriz, anime türü olarak aşırı cinsellik içeren , erişkinler için yapılan animelerdir.
OST: Orijinal sound track (animeye özel parçalardır, ya anime için commercial olarak yapılırlar ya da var olan herhangi bir parça animeye uyarlanır.)
Fansub ve Fanart: Animenin hayranlarının herhangi bir dilde yaptığı altyazı çevirileridir, anime hayranlarını animeye ait metaryalleri kulllanarak hazırladığı işlerdir.
OAV ya da OVA: Original Animation Video/Original Video Animation. Bu animeler sadece dvd olarak piyasaya sürülür, televizyonda gösterilmez. Çizimleri televizyon sürümünden genelde daha kalitelidir.
Otaku: Kendini animeye adamış kişi.
Japonisme: Japon kültürünün batı üzerindeki etkisini açıklamak için kullanılan terimdir. Rutgers Üniversitesi, New Brunswick, NJ, USA Zimmerli Sanat Müzesinde “Japonisme”nin uluslar arası merkezine ev sahipliği yapar.
Kyara-settei: Kahramanların tasarımı. Manga, anime, film ve oyunlar için kahramanların görsel sunumu. Bir kahramanın dengesi ve genel niteliği “dessin” olarak bilinir.
Son olarak ilginizi çekebileceğini düşündüğüm Deviantart’da xuedaixun kullanıcı adıyla anime çizimler yapan Çinli bir çizerin kedilerden esinlenerek çizdiği dişi anime karakterlerini paylaşıyorum.