Özel Bir Tasarımcı: Remo

Özel Bir Tasarımcı: Remo – Blog.

Sizleri özel bir tasarımcı ile tanıştırmak istiyorum. Özel bir tasarımcı diyorum çünkü kendisi otizmli ve bir otizmli’nin neler başarabileceğinin çok güzel bir örneği. Remzi, 16 yaşında, onun dünyası bizimkinden çok farklı ve bu bambaşka dünyayı bize çizimleri ile aktarıyor. Remo markası herkes tarafından bilinen eşsiz bir marka olma yolunda hızla ilerliyor ve onun bu yolda en büyük destekçisi abisi Tayfun. Ben bu markayı keşfedip kendisi ile söyleşi yapmak istediğimde de abisi beni kırmayarak sorularımı yanıtladı, bana da sizlerle paylaşmak kaldı. Buyrun Remzi’nin dünyasına..

remo

Merhaba Tayfun Bey, öncelikle merak ettiğim Remo’nun yeteneğini nasıl keşfettiğiniz?

Aslında Remzi’nin yeteneğini keşfetmek için gözler yetti. Harika şeyler çizen, kendi dünyasını bizimle buluşturan biri Remzi. Remzi’nin bu yeteneği bundan 7 sene önce keşfedildi aslında. Otizmli çocuklar için görsellerin bol olduğu haftalık planlar olur. Remzi de bu planlardan esinlenerek bize istediklerini söylemek yerine çizerek göstermeye başlamıştı. Remzi konuşma zorluğu çeken bir çocuktu. Hala da öyle diyebiliriz. Bu da onu çizime yönlendirdi. Annesiyle gittiği bir misafirlikte Remzi nağmı değer Remo çok sıkıldı. Aldı eline kalemi, bu sefer istediklerini değil düşündüklerini çizmeye başladı. Misafirlikte büyük beğeni alan Remzi’nin sanata buluşması buradan sonra oldu. Artık o hiç durmadı. Kendisini sanatla ifade etmeye, çizerek anlatmaya devam etti.

remo-design-kupa

Remo bize biraz kendinden bahseder mi?

Remzi mimar bir anne bürokrat bir babanın ikinci oğlu. Kendisi Kıbrıslı, Türkiyeli ve Kanada vatandaşı. Tabi böyle uluslararası bir çocuktanda uluslararası bir marka çıkar değil mi? Remzi 2 yaşındayken müziği duyduğu anda kafasını sallamaya başlardı. Ritim tutuyor sanardık. Fakat Remzi dediğimizde bize bakmaz, bizimle iletişim kurmazdı. Birşeylerin ters gittiğini anlayınca doktorla bir randevu sonu yepyeni bir dünya karşıladı bizi. Remzi otizmliydi. Daha önce gazetede okuduğun, TV’de gördüğün artık yan odada her akşam senle uyuyordu. Bunu kabullenmek zor olsada ailecek Remzi’yi kabullendik ve gelişmesi için elimizden ne geliyorsa yaptık. Remzi alternatif ve bilimsel birçok terapi aldı. Yunus terapisi, ses terapisi, müzik terapisi gibi… Hatta annanemizin meşhur bir lafı var “Bu çocuğun kelimesi bir milyar” diye. Evet, hem maddi hemde manevi olarak Remzi’ye inanılmaz bir ilgi gösterdik. Bununda meyvelerini Remzi’nin artık çok sosyal, sevecen bir çocuk olmasıyla görüyoruz. Tabi Remo markası da bunun en büyük meyvesi. Remzi özel eğitimin yanı sıra bir kaybnaştırma öğrencisi olarak da normal eğitimini sürdürüyor. Şu an Ankara’da Güzel Sanatlar Anadolu Lisesi’nde okuyan Remzi seneye ikinci sınıfa başlayacak.

remo design 1

Gün içerisinde zamanını nasıl geçiriyor?

Remzi’nin günlük yaşamı hem çok dinamik hemde monoton. Özel eğitimler, okul ve ödevler onun yaşamının monoton kısmı, fakat dinamik kısmı da var tabi. En çok hoşlandığı şey koşa koşa bakkala gitmek. Bakkalla araları da iyi. Sürekli veresiye birşeyler alıyor. Yüzmeyi çok seviyor. Bir insanın hobisinin olması çok önemli. Remzi’ye biz bunu kazandırmak için bir hayli çaba harcadık. Piyano denedik, üzerinde yürüdü, binicilik denedik, sevmedi, buz pateni denedik, üşüdü ve en sonunda üç şey sevdi: Çizmek, yüzmek ve seramik yapmak. Remo ise Remzi’nin yaşamını çok daha sosyal kıldı. Artık Remzi dergi çekimlerine gidiyor, canlı yayınlara katılıyor, gurulanıyor ve sosyalleşiyor.

remo design - şarap bardağı

En çok neleri çizmek onu mutlu ediyor?

Remzi aslında herşeyi çiziyor. Çevresindeki somut kişi ve hayvanları çizerken bunun yanı sıra hayallerini, rüyalarını da çiziyor. Yaratmayı çok seviyor. Onun için birşeyi yüzlerce kez farklı perpektiflerden çizmek harika bir zevk. Dünden bu güne baktığımızda ise çizimlerinde bir farklılaşma gözlemleyebiliriz. İlk zamanlar herşeyi karikatürize ederek çizerdi. Hatta o zamanlar Kılıçdaroğlu ve Davutoğlu’nun da karikatürlerini çizmişti. Fakat çizimi giderek değişti ve soyutlaştı. Artık hem karikatürler çiziyor hemde hayallerindekileri… Hayallerinin kağıda dökülmesindeki dönüm noktası ise sanırım bir rüya oldu. Bundan yaklaşık iki sene önce Remzi bir rüya gördü. Rüyasında birçok örümceğin olduğunu söyler hep. bu rüyadan çok korkarak uyanan Remzi o günden sonra hayallerini, rüyalarını ve somut değil soyut olan düşüncelerini de çiziyor.

remo design- sultan teyze

Remo markası artık duyulmaya başladı, abisi olarak sizin desteğiniz de büyük. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz?

Remo Remzi ile benim çocuğumuz gibi. Onu büyütüyoruz. Remzi onu çizimleriyle beslerken bende onu yeni adresler ve projelerle sosyalleştiriyorum. Remo Remzi’nin ve otizmin dünyaya açılan bir kapısı. Bu kadar büyümeye başlayacağını düşünüyor muyduk bundan emin miydik bilmiyorum ama hedefimiz vardı tabi. Remo en başta üç dilli ve uluslararası bir amacı olan bir marka. Remo minimalist ve yalın, ayrıca otizmli. Remo’da tıpkı otizmde olduğu gibi bir sorunun birçok yanıtı yok. Herşey siyah beyaz, düz, eğik, ince, kalın. Şu an Avrupa ve Türkiye’de hem online hemde mağaza satışlarımız mevcut. www.designremo.com’dan tüm satış noktalarımız görülebilir düzeyde. Ürünlerimiz ise üzerinde Remzi’nin çizimlerinin bulunduğu cam ve porselen bardak çeşitleri. Bunun yanı sıra Sultan Teyze mutfak önlüklerimiz var. Yakında da Oslo’dan yönetilecek olan Paper by Remo serimiz satışa sunulacak. Minimalist printartlardan oluşacak bu serimiz Remzi’nin çizimlerini minimalist evlerin duvarlarına taşıyacak. Remo’da her tasarımın, her çizimin birer hikayesi olduğu gibi, printart’lardın da birer hikayesi olacak.

remo design

Remo kendisi gibi otizmli çocuklara örnek oldu, onları cesaretlendirdi. Onlara söylemek istediği bir şeyler var mı?

Remo markası otizmli bir tasarımcı, 16 yaşındaki Remzi’nin elinden çıkmış çizimlerle oluştu. Markanın bir amacı da tabiki farkındalık yaratmak ve otizmin bir engel olmadığını kanıtlamak. Evet, otizmde zorlu ve bariyerli bir sektör olan tasarım sekötründe yer alıp, yükselebilir! Evet, bir otizmli de kendisini kanıtlayarak ünlü bir tasarımcı haline gelebilir. Bizim herkese yaymak istediğimiz mesaj otizmin tek bir kimlik olmaması. Bir erkek otizmliyken ayrıca bir müzik sever, iyi bir yüzücü, bir huysuz, bir tasarımcı, bir somurtkan ya da bir polyanna olabilir. Tıpkı hepimizin birden fazla kimliği olduğu gibi. Bu nedenle otizmli bir birey asla dezacantajlı bir grupta olduğunu benimseyerek hareket etmemeli. Aileler anlamalılarki herkese bir şans verildiğinde muhakkak bir başarı hikayesi oluşacaktır.

remo

Remo’nun çizimlerini toteme dönüştürmek için seramik eğitimi aldığını biliyoruz. Bu nasıl bir süreçti?

Remzi’nin çizimlerini ailecek çok beğeniyorduk ve resim dersi aldırmaya karar vermiştik. Fakat sonra düşündükki Remzi’nin aslında bir resim dersine ihtiyacı yok. Onun doğuştan bir yeteneği var ve bu yeteneğinin verdiği özgün çizgilerin öğretilmiş çizgilere dönüşmesini istemedik. Onun yerine ona çizdiklerini 3 boyutla buluşturacak bir sanat dalı olan seramikle buluşturduk Remzi’yi. 7 yıldır çizim yapan Remzi yaklaşık 3 buçuk yıldır çizimlerini birer toteme dönüştürüyor. Birçok seramik tekniği öğrenen ve çizimlerini seramikle taçlandıran Remzi geçtiğimiz Nisan ayında açtığı “Bir Otistin Güncesi” adlı resim ve seramik sergisiyle neler başarabildiğini herkese gösterdi.

remo

Peki bunu başka otizmli çocuklar da yapabilir mi sizce, kendilerini el sanatlarının herhangi bir dalında ifade edebilirler mi?

Otizmli olsun ya da olmasın her insanın birşeye kabileyeti vardır diye düşünüyorum. Fakat otizmlilerin bir takım engelleri onları dünyayı farklı bir pencereden görmeye itiyor. Bu da kendilerini ifade ederken bizlerden farklı yollara başvurmalarına sebep oluyor. Burada en önemli şey yeni şeyler deneyerek onların kendilerini en iyi şekilde ifade edebileceği alanı bulmak. Bu yüzmeden biniciliğe kadar birçok şey olabilir. Remzi ise çiziyor ve artık çizimleri kendi markası ile dünyaya sunuluyor.

Remzi’nin hayal ettiği şeyler nelerdir?

Remzi çizmeye devam ediyor. Fakat her fırsatta seramikte yapıyor. Sanırım en sevdiği şey olan çizim ve seramik onun için asla bir hobi olmayacak. O bunu profesyonel olarak yapmaya devam edecek. Bizde onu sürekli aktif kılmak adına Remo markası ile sürekli etkinlikler düzenliyerek sanatçımızı onure ediyoruz. Bu da onu daha da iyiye götürüyor. İleride Türk, otizmli bir sanatçının ismini belki de manhattan sokaklarında duyacağız! Kim bilir!

Remo markasının geleceğe yönelik planları nedir?

Remo cam ve porselen bardaklardan ortaya çıktı. bu ürünlerin en güzel kısmı ise çizimlerinin her birinin hikayesi olmasıydı. Şimdi ise buna Sultan Teyze mutfak önlükleri eklendi. Böylelikle Remzi’ye her Pazartesi dolmalar yapan yardımcımız Sultan Teyze’nin çizimlerini önlüklerle buluşturduk. Eylül ayında ise “Paper by Remo” adı altında Remo yeni bir serüvene çıkıyor. Oslo merkezli olacak bu proje ile Remzi’nin çizimleri printart olarak minimalist evlerin duvarlarında boy gösterecek. Bunun dışında yine Oslo’da ikinci sergimizi açmayı hedefliyoruz. Bu sergiden sonra ise Avrupa turnesine çıkacak ve fotobloklardan oluşacak başka bir sergi planımız daha var. Hepsi için heyecanlıyız!