Meraklısı İçin Astroloji; Burçların Gizemi

Astroloji uçsuz bucaksız bir alan ama bir çoğumuzun özellikle de kadınların en sevdiği konulardan biri 🙂 Astrolojinin en belirgin özelliği sonradan yaşanacak olası olumlu ya da olumsuz gelişmelerin önceden habercisi olması ve hatta önlem alınmasını sağlayan uyarıcı bir etkiye sahip olduğunun düşünülmesi.

Astroloji uçsuz bucaksız bir alan ama bir çoğumuzun özellikle de kadınların en sevdiği konulardan biri 🙂 Astrolojiyi tanımlamak da kolay değil aslında çünkü kimileri astrolojiyi kısmen ustalık, kısmen sanat, kısmen bilim ve kısmen de sözlü ve yazılı olarak aktarılan bir şey olarak tanımlıyorlar. Ayrıca astroloji biryandan da matematik sanatını da kullanma becerisine sahip olmayı gerektiriyor. Neyse biz astrolojinin tanımı ile değil bilmediğimiz ilgi çekici gizemli yanlarıyla ilgilenelim 🙂 Astrolojinin en belirgin özelliği sonradan yaşanacak olası olumlu ya da olumsuz gelişmelerin önceden habercisi olması ve hatta önlem alınmasını sağlayan uyarıcı bir etkiye sahip olduğunun düşünülmesi. Bu yazıda astroloji ve burçlarla ilgili ilginizi çekeceğini düşündüğümüz bazı bilgileri paylaşacağız.

astroloji

Astroloji Tarihi, Astroloji Nasıl Ortaya Çıkmış?

Astroloji tarihine bakıldığında binlerce yıl öncesine dayandığını görüyoruz. Çok eskiden ışığın şimdiki gibi kullanılmadığı zamanlarda insanlar gökyüzünü çok daha net görebiliyorlardı. Kapkaranlık bir gecenin ortasında yıldızları o kadar parlak ve yakın görüyorlardı ki bugünkü gibi teknolojileri olmamasına rağmen gözlem yaparak göksel bilgilere ulaşabildiler. Binlerce yıl önce insanlar gökyüzündeki ritmi saptamak için kayıtlar tutmaya başlamışlar. Bu kayıtları Güneş’in ve Ay’ın hareketlerini saptayan aynı zamanda tapınak işlevi de gören gözlem alanlarında yapmışlar. Güneş’i sadece gündüzü ve geceyi kontrol etmekte değil, aynı zamanda mevsimlerin sürelerini ve zamanı ölçmekte kullanmışlar. Aslında kendisi hareket etmeyen ama Dünya’dan bakıldığında hareket ediyormuş gibi görünen Güneş’in bir turunun yaklaşık 365 gün sürdüğü saptarken, bu 365 gün içinde iki gün gündüz ile gecenin uzunluğunun eşitlendiğini ve bir gün gündüzün geceye, bir gün de gecenin gündüze egemen olduğunu görmüşler. Ve bu dört günü kullanarak Dünya’nın çevresindeki dairesel uzayı dörde bölmüşler. 21 Haziran (Yengeç burcu- yazın başlangıcı) en uzun günü, 21 Aralık (Oğlak burcu- kışın başlangıcı) en kısa günü ve 21 Mart (Koç burcu- ilkbaharın başlangıcı) ile 21 Eylül (Terazi burcu- sonbaharın başlangıcı) gündüz ile gecenin eşitlendiği günleri gösteriyor. Ve işte astrolojinin kalbinde aslında bu günler yatıyor. Zamanla bir çok toplum ve farklı kültürlerden insanlar, edindikleri astrolojik bilgileri günümüze kadar getirdiler. Geçmişe göz atıldığında astrolojinin ilk Mezopotamya’da ortaya çıktığına dair veriler elde edilmiş.

burçlar

Güneş Burcu ve Ay Burcu Nedir? Aralarındaki Fark Nelerdir?

Eski kitaplar Güneş’in bizim “bireyliğimizi”, Ay’ın ise “kişiliğimizi” temsil ettiğini söylüyorlar. Güneş burcu özelliklerimiz içgüdüsel değilmiş, Güneş ile birlikte asıl özümüzü ortaya çıkarıp bilinçli bir şekilde özümüzün farkına varmamız sağlanıyormuş. Güneş’in aldığı açılar bize benliğimizin büyümesini besleyecek deneyimler edinmemizde ipuçları veriyormuş. Düşük öz-güven duygusu mevcut toplumumuzda neredeyse salgın hastalık boyutlarında olduğuna göre, başarıyla geliştirilmiş bir Güneş burcu bunun panzehiri olabiliyormuş. Ego dürtülerini dengelemek hepimiz için çok zor ve iddalı bir durumdu, Güneş burcu bize bu gibi dikkat etmemiz gereken davranışsal tavırlarımızın ipuçlarını sunuyormuş.

Güneş burcu özelliklerimizi tam olarak 30 yaşından sonra anlayabiliyor ve onlardan faydalanabiliyormuşuz. Doğduğumuz andan beri hep bizimle olan özellikler sonrasında gelişmeyi ve yönlendirilmeyi bekliyorlarmış. İşte bu değişim anında Güneş burcu devreye giriyormuş. Güneş burcu teması bizi gelecekteki büyümeye doğru itiyormuş.

ay burcu

Ay bizim dünyevi deneyimimize ve bedenin içindeki canlı yaşamın doğal yolları ve ritmlerine aşina olan bir yönümüzmüş. Ay günlük fiziksel yaşamımızın önemli bir bölümü olan döngüleri “hisseder”miş. Ay üzerinde yürüdüğümüz zeminle temas kurmamıza psikolojik açıdan yardım ediyormuş. Eh sağlam bir desteğimiz olursa kendimizi güvenli hissederiz. Güneş yola bu kadar emin hissederek çıkmaz; o içimizde ruhun daha soyut alemlerine ait olan canlı bir bölümü temsil ediyormuş ancak yaşam süresince daha gerçek ve somut hale getirmemiz gereken bir bölüm bu.

Ay burcumuz Güneş burcumuza kendi enerjilerini içsel ve dışsal yaşam deneyimlerimize bağlamak için ihtiyaç duyduğu uygun bir esasa dayandırma konusunda yardımcı oluyormuş. Ay’a özgü özelliklerimizi bastırmaya çalışmamamız gerekiyormuş (zaten ne kadar bastırmaya çalışırsak çalışalım, asla bir yere gitmiyorlarmış).

Doğum anındaki Ay safhaları incelendiğinde her birimizin 8 Ay safhasından birinde doğmuşuzdur ve karakteristiriğimiz Ay burcudan kalıcı ol etkilenir. Bir çoğumuzda Ay burcuna özgü karakteristiklerin çocuklukta daha etkili olduğu, Güneş burcunun etkili olmadığı saptanmış.

Yani sonuç olarak Ay burcumuz bizim özümüzü ne olduğumuzu Güneş burcumuzdan daha iyi anlatıyormuş, en azından çocuklukta. Ay burcu özelliklerimiz çocukluk deneyimlerimiz ve ailemizin koşullandırmalarıyla güçlendirilir. Dış dünyayla her temas kuruşumuzda, alışılmış biçimde, Ay enerjimizi kullanıyormuşuz; o bizim kişilerle bağ kurarken kullandığımız ilk tarzımızmış. Ay niteliklerimizin bazıları çevreden gelen uyarıcılara içgüdüsel tepkilerimiz olarak ortaya çıkıyormuş, beden dili de dahil.

Ayrıca, Ay’ı bir burçta bulunan insan o burcun özelliklerini, Güneş’i o burçta bulunan bir insandan daha iyi temsil ediyormuş. Örneğin Ay’ı Akrep’te bulunan bir insan, Güneş’i Akrep’te bulunan birisine oranla daha Akrepsel davranışlarda bulunuyormuş.

Eğer alışkın olduğumuz tepki biçimimize meydan okunmazsak, Güneş burcumuzun büyümesini engelliyormuşuz. Doğamızın bu iki bölümünü söz konusu burçların tamamlayıcı yönlerini bularak, bunların enerjilerini nihai amacımıza doğru çekerek birarada çalıştırmamız gerekiyormuş. Bu sayede Güneş ve Ay’ın işbirliği ile ruhsal ve spiritüel büyümemiz gerçekleşiyor ve hayat daha da tatlılaşıyormuş benden söylemesi.

(kaynak: Bill Tierney makalesi – Astroloji Dergisi)

Burçların Kökeni

horoscope

Aries / Ram / Koç (21 Mart-20 Nisan)
Yunan mitolojisinde, Argo gemisinde, Yason’un idaresi altında sefer yaparak ‘Altın Pösteki’yi arayan Argonot’un hikayesine dayanır. Altın postu taşıyan koç sonunda gökyüzüne çıkarak burada yerini alır.

Taurus / Bull / Boğa (21 Nisan-21 Mayıs)
Tanrı Zeus boğa kılığına girerek Prenses Avrupa’yı Girit adasına götürmeye kalkışır. Boğa denizde yüzerek Avrupa ile birlikte kıyıdan uzaklaşırken sadece vücudunun yarısı görünür onun için de gökyüzünde yarım boğa şeklindedir.

Gemini / Twins / İkizler (22 Mayıs-21 Haziran)
Castor ve Pollux, Sparta kraliçesinin oğullarıdırlar. Castor’un babası Kral Tyndareous iken Pollux Kral Zeus’tan olmuştur dolayısıyla ölümsüzdür. İki kardeş önceleri Argonotlar’a denizde yardımcı olurlarken sonra gökyüzünde bütün gemilere yol göstermeye başlamışlardır.

Cancer / Crab / Yengeç (22 Haziran-22 Temmuz)
Mitolojik kahraman Herkül çok başlı Hydra ile savaşırken bir yengeç kıskaçları ile ayaklarına tutunur. Herkül istemeden zavallı yengeci ezer ve yengeç göğe, cennete yükselir.

Leo / Lion / Aslan (23 Temmuz-23 Ağustos)
Roma mitolojisinde Lion, Ay’dan gelir, Herkül’ün başardığı 12 büyük işin birincisinde onun tarafından öldürülür ve tekrar gökyüzüne gönderilir.

Virgo / Virgin / Başak (24 Ağustos-23 Eylül)
Bazı kültürlerde adalet bazılarında hububat veya mısır Tanrıçasıdır. Genel olarak dizine bir çocuk oturtmuş, bir elinde zafer alameti hurma dalı, diğer elinde buğday başağı olan bir genç kız olduğu kabul edilir.

Libra / Scales / Terazi (24 Eylül-23 Ekim)
Başlangıçta Akrep Burcu’ndaki akrebin kıskaçları olarak düşünüldü. Sonradan Romalılar bu tarihlerde gece ile gündüz eşit duruma geldiklerinden denge ve eşitlik anlamında teraziyi kabul ettiler. Terazi orijinal isimler içinde canlı bir varlığın ismi verilmemiş tek burçtur.

Scorpius / Scorpion / Akrep (24 Ekim-22 Kasım)
Mitolojide avcı Orion’u öldüren akrep bu burca ismini verir. Bu nedenle de gökyüzünde Akrep yükselirken Orion takımyıldızı ufkun altına iner, ikisi birlikte gökyüzünde bulunmazlar.

Sagittarius / Archer / Yay (23 Kasım-22 Aralık)
Yunan mitolojisinde Tanrı Pan’ın oğlu ve okçuluğu ilk icat eden Crosus olarak geçer. Yarı insan yarı canavar, ok ve yayını akrebin kalbine doğrultmuş insan başlı bir at şeklindedir.

Capricorn / Sea Goat / Oğlak (23 Aralık-20 Ocak)
Orijini Yunanlılar’dan eskiye Babilliler’e gider. Yunan mitolojisinde ise keçi kafalı Tanrı Pan olarak bilinir. Nil nehrine daldığında canavar Typhon gelince aceleyle kaçtığı için alt tarafı balık kuyruğu olarak kalmıştır.

Aquarius / Water bearer / Kova (21 Ocak-19 Şubat)
Bu da orijini Mezopotamya’ya uzanan bir semboldür. Başlangıçta dünyaya ölümsüzlük suyu döken Tanrı, kaz ve tavus kuşu figürleriyle gösterilen bu burç Yunan mitolojisinde, Olimpus dağına götürülüp orada Tanrı Zeus tarafından diğer Tanrılara şarap dağıtmakla görevlendirilen bir çobanı temsil eder.

Pisces / Fishes / Balık (20 Şubat-20 Mart)
Bu burç Babilliler’den itibaren kuyrukları birbirlerine bağlı iki balık olarak gösterilir. Romalılar’a göre ise nehre girip yine canavar Typhon geldiğinde yüzerek kaçan Venüs ve oğlu Cupid’dir.

astroloji ve burçlar

Son olarak burçlar ile ilgili ilgi çekeceğini düşündüğüm son bir konuya değineceğim. Astrolojide her bir burç bir psikolojik süreci temsil ediyormuş. Yani bu süreçlere göre her bir burcun bir hedefi ve o hedefe ulaşmalarını sağlayan kaynak olan veya uzaklaşmasını sağlayan gölge yönleri varmış. Örneğin Başak burcunun hedefi mükemmele ulaşmak, bu yolda kullanacağı kaynak analiz yeteneği, gölgesi ise olumsuz eleştiri ve kendinden kuşku duymakmış. Yani Başak burcunda dünyaya gelmiş bir insan bu dünyada, Başak burcu olmayı öğrenecekmiş. Yaşamı boyunca Başak burcunun psikolojik sürecini deneyimleyecekmiş. Anlatılana göre bu durumda bir öğrenmek söz konusu yani başlangıçta ne yapacağımızı bilmiyoruz, özelliklerimizi zaman geçtikçe keşfediyoruz ve birtakım hatalar da yapıyoruz doğal olarak. Bu noktada, sahip olduğumuz kaynakların farkına varmamız Güneş ve Ay’ın dengesini kurmamız gerekiyormuş ve bunlar bizim elimizde elbette. Bu işi biz yapmak zorunda olduğumuza göre astroloji ile ilgilenen bir çok insanın yaptığı gibi biz de astrolojiyi bunu nasıl yapacağımızı gösteren bir rehber olarak kullanabiliriz.