Emeklilik: Altınçağ ve Avarelik Çelişkisi

Emeklilik çalışma hayatı boyunca sabırsızlıkla, hayaller kurarak beklenen, vakti gelip de emekli olunduğunda ise insanı sudan çıkmış balığa döndüren bir tatlı bela. Emeklilik dendiğinde ise ilk akla gelenler türlü türlü hobiler, meşgaleler, boş zamanı değerlendirmek için farklı seçenekler.

Emeklilik çalışma hayatı boyunca sabırsızlıkla, hayaller kurarak beklenen, vakti gelip de emekli olunduğunda ise insanı sudan çıkmış balığa döndüren bir tatlı bela. Emeklilik dendiğinde ise ilk akla gelenler türlü türlü hobiler, meşgaleler, boş zamanı değerlendirmek için farklı seçenekler.

Emekli olmak resmen çalışma hayatına nokta koymaktan geçse de, insanın çalışmadan, üretmeden uzun zaman geçirmesi pek çok açıdan sağlıksız bir durum teşkil ediyor. Bu sağlıksızlık halini ise genelde “boşluğa düşmek” olarak tanımlıyoruz.

Emeklilik fikrine alışmaya çalışanların zihinlerinde dönen soru ve sorunları şöyle sıralayabiliriz:

  • Sıkılmaktan korkuyorum.”
  • Hiçbir şey yapmadan nasıl günlerimi geçiririm?”
  • Şimdi bu yaştan sonra yeni hobiler edinmek nasıl olacak?”

Bu sorular çok yerinde olmakla beraber çözümleri de aslında bir o kadar kolay. Bu yazımızda emekliye ayrılmayı planlayanlara ve halihazırda emekli olup o “boşluğa” düştüğünü düşünenlere yol göstermeye çalışacağız.

Emeklilik ne zaman başlar?

Türkiye’de emeklilik yaşı çalışanların statüsüne ve birtakım farklı koşullara göre kanunla belirleniyor. 8 Eylül 1999 tarihine kadar kadınlar 38, erkekler ise 43 yaşında emekli olabiliyorlardı. 2008 yılında yürürlüğe giren Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası ile birlikte emekli olabilme yaşı ve prim ödeme gün sayısı kademeli olarak yükseltildi. Emeklilik yaşı 1 Ocak 2008 tarihi itibariyle 65 yaş olarak uygulanıyor.

Evet, belki kanunen bu kadar basit ama, gelin görün ki insan denen karmaşık canlıda “emeklilik” dendiğinde binbir çeşit, üstüne üstlü değişken düşünce, eylem, tepki doğuyor. Bunların nedenini ise emekliliğin yedi evresi ile açıklayabilir ve kendimizi anlamaya çalışırken bu evreleri göz önünde bulundurarak önümüzü görebiliriz.

  • Erken emeklilik öncesi evre: Emeklilik evreleri ve bu evrelerin üzerimizdeki etkileri, emeklilikten önce başlar. Erken emeklilik öncesi evre genelde çalışanların erken orta yaşlarına rastlıyor ve emekliliğin uzak göründüğü dönemlerde orataya çıkar. Bu evrede çalışanların emeklilik ile ilgili genel bilgi ve düşünceleri şekillenmeye başlar, ancak emeklilik halen kişinin ana gündem maddelerinden biri değildir.
  • Yakın emeklilik öncesi evre: Bu evre emekliliğe gün sayılmaya başlanan, çalışanların fikren ve fiziken iş ortamından uzaklaşıp emekliliğe odaklandığı dönemi kapsar. Yakın emeklilik öncesi evrede emeklilik kişilere genel olarak korkunç görünür. Hayattan uzaklaşmak, işsizlik, işe yaramamak, ne yapacağını bilememek ve panik bu evrenin ana duygu ve düşüncelerini oluşturur. Bu evre, resmen emekliye ayrılma ile sonlanır.
  • Balayı evresi: Adı üzerinde, emekliliğin ilk zamanlarıdır. Kimi zaman kısa sürede sonlanır, bazen de daha uzun sürer. Kişiler bu evrede artık çalışan değil, emeklilerdir. Bu evre özgürlük hissi, mutluluk, ferahlık, rahatlama, stresten uzaklaşma gibi olumlu duygu ve düşünceleri perçinler. Fakat işin gerçek yüzü her zaman böylesine güllük gülistanlık olmayabilir. Balayı evresinde “-mış gibi yapan” emeklilere de sık rastlanır. Örneğin, aslında plajda güneşlenip kitap okurken sıkıntıdan patlayan bir emekli, dış dünyaya karşı “Bakınız, nasıl da keyif çatıyorum” mesajı vermek için türlü rollere girebilir.
  • Hayal kırıklığı evresi: Balayı evresi, hayal kırıklığı ile sonlanır. Emekliler bu evrede kendilerini boşlukta ve işe yaramaz hissedebilirler. Hayal kırıklığı evresine, sağlıksal veya ekonomik sorunlar neticesinde girilebilir ve beraberinde depresyon getirebilir.emeklilik
  • Yeniden uyum evresi: Hayal kırıklıklarının onarılmaya karar verilmesi ile başlayan evredir. Emeklilerin hayatlarını yeniden
    rayına oturtmak için bir takım değişikliklere meyilli ve bu konularda yönlendirmelere, yardımlara açık oldukları döneme denk gelir. Yeni bir hobi edinmeye, hayalleri gerçekleştirmeye, şehir hayatından uzaklaşmaya karar vermek ve harekete geçmek, bu evrede atılan somut adımlara örnek verilebilir.
  • Denge evresi: Artık herşeyin tıkırında gittiği, emeklilerin yeni uğraşları ile hayatlarını verimli bir şekilde devam ettirdikleri, planlı ve programlı olarak zamanlarının kontrolünü tekrar ellerine aldıkları ve en önemlisi keyifli zamanlar geçirdikleri bir evredir. Bu evrede emeklilerin sık sık “Ohh be! Dünya varmış…” dediklerine rastlamak normal kabul edilebilir.
  • Emekli rolünün son bulma evresi: Emeklilik hayatı çeşitli nedenlerden ötürü son bulabilir; tekrar iş hayatına dönmek, ciddi sağlık sorunları ve ölüm bunlar arasında sayılabilir.

Bahsettiğimiz evreleri hesaba katarak geçirilen bir emekliliğe hazırlık ve emeklilik süreci beklentilerinizin gerçeğe daha yakın olmasını sağlayarak, bu dönemleri olabildiğince pozitif geçirmenize yardımcı olacaktır.

Emeklilik aslında insanın altın çağıdır

Emeklilik fikrinin ve hatta ta kendisinin kabusunuz olduğu zamanlarda veya herşeyden elinizi eteğinizi çekmek istediğinizde (ki bu emeklilik evrelerinde bahsettiğimiz depresyonun işaretlerinden biri olarak görülebilir), aklınızdan çıkarmamanız gerektiğini düşündüğümüz birşey var: Emeklilik sizin altın çağınız!

Emeklilerin pek hesaba katmadıkları becerileri vardır çünkü: Emekliler öğrenmeyi öğrenmiş ve bildiklerini üretime dökebilmiş deneyimli, verimli beyinlere sahiptir. Tembellik yapmak, yan gelip yatmak, bütün gün ayakları uzatıp televizyon karşısında bulmaca çözmekse emeklilik için hayal ettikleriniz; bugüne kadar edindiğiniz beceri ve tecrübeleri tam da keyfinizin buyurduğu alana yöneltebileceğinizi gözden kaçırıyorsunuz demektir. Bu mayışıklık hali, yani emekliliğin “balayı evresi”, ilk zamanlarda çok cazip bir seçenek gibi dursa da, emeklileri sosyal hayattan izole edeceği ve amaçsızlaştıracağı için bir süre sıkıp mutsuz olmalarına neden olur. Avareliğe prim vermeyin.emeklilik

Bu mayışıklık haline tekabül eden, efor sarfedilmesini gerektirmeyen eylemler pasif aktiviteler olarak adlandırılıyor. Tembellik tabi ki yapılır, ancak fazla boş durmak size iyi gelmeyecektir. Aktif aktiviteler sayesinde, örneğin yeni bir hobi edinerek, bu boşluğu doldurmak hem üretkenliğinizi sürdürmenizi, hem yeni şeyler öğrenmeyi, hem de yaptıklarınızdan keyif almanızı sağlayacaktır. Emeklilik köşenize çekilmeniz gereken değil, tam aksine altın çağınızı dolu dolu yaşamak için değerlendirebileceğiniz bir fırsattır.

Peki, bu fırsatı nasıl değerlendirmeli?

Emekliliğe hazırlanmak

İş hayatının getirdiği hengame, malesef günümüzde (ülkemizde demek daha doğru olur belki) emekliliğe ancak maddi olarak hazırlanmayı mümkün kılıyor. Sigorta, prim, emekli maaşı, yatırımlar, biriktirilen paralar vs. gibi somut güvenceleri hesaplamaktan, insan emekliliğe kendini manevi ve sosyal olarak hazırlamaya fırsat bulamıyor. Hatta başka türlü bir hazırlık çoğu kişinin aklına dahi gelmiyor. Emekli olduğunda kuruşu kuruşuna ne kadar maaş alacağını hesaplarken, zamanını nasıl değerlendireceğini, neler yapmaktan hoşlandığını, hayallerini gerçekleştirmek için öğrenmesi ve yapması gerekenleri düşünmüyor.

Halbuki emekliliğin en az güvenceler kadar önemli bir diğer unsuru da, kişilerin yaşama alışkanlıklarının değişime uğraması. 20 yıl boyunca, sabah 9 akşam 5 çalışan bir kişi, emekli olduğunda bu sekiz saati ne yaparak geçireceğini bilemiyor. Yine de bir yandan emeklilik özlemiyle yanıp tutuşurken, bir yandan da emekli olmaktan korkuluyor. Bu korkunun nedeni işte tam olarak bu manevi hazırlıksızlık.

Öncelikle, emekliliğin “hiçbir şey yapmadan boş boş oturmak” olduğu fikrinden kurtulmak, bu düşünce yapısını değiştirmek gerekiyor. Tek başına bu fikir bile emekliliğin öcü gibi görünmesine neden oluyor. Bunun yerine emekliliği bir “ikinci bahar” veya “yeni bir başlangıç” olarak algılamak lazım.

İş hayatından birdenbire sıyrılmak zorunda değilsiniz. Yavaş bir geçiş yaparak emekliliğe adapte olma sürecinizi kolaylaştırabilirsiniz. Emekliliğe yaklaştığınızda, mümkünse önce yarı zamanlı çalışmaya geçin. Günlerinizin kalan yarısında emeklilik provası yapmaya vakit ayırın. Daha sonra işe gitme sıklığınızı biraz daha azaltın. Mesela, haftanın iki yarım gününü işe ayırın.

Emekliliğe hazırlanmanın en önemli adımlarından biri de emekli olduktan sonra ne yapmak istediğinize karar vermektir. Hayatınızın iş yaşamından sonraki bölümü için kişisel bir vizyon belirlemeniz gerekecektir. Kendinize şu soruları sormayı deneyebilirsiniz:
emeklilik
  • Bundan sonrası için amacım ne? (Örneğin, fotoğraf çekmeyi öğrenmek olabilir.)
  • Hedefim, ulaşmak istediğim nedir? (Mesela, bir fotoğraf sergisi açmak.)
  • Dünyada nasıl bir iz bırakmak istiyorum? (Fotoğrafçılık ile ilgili bir kitap yazmak nasıl fikir?)

Bu sorulara kabaca da olsa cevap bulabildiğinizde, emeklilik dönemi için kişisel bir rehber edinmiş olursunuz.

Yapılacaklar listesi oluşturun. Çalışırken yapmaya fırsat bulamadığınız, merak edip araştırmaya ve öğrenmeye zaman ayıramadığınız, hayal edip ulaşamadığınız, daha çok ilgilenmek isteyip sadece pazar günlerinizi ayırabildiğiniz tüm hobi, aktivite ve uğraşları listeleyin. Bu listeyi bir kenarda saklayın ve o “boşluk” hissine kapıldığınızda açıp okuyun. Listeyi hazırlarkenki motivasyonlarınızı hatırlamak enerji verecektir. Hatta gözünüzü kapayıp listede herhangi bir noktaya parmağınızı koyun ve kendinize listenizden rastgele bir madde seçip onu hayata geçirin. İsterseniz bu listeyi yanınızdan hiç ayırmayın. Maddelerini bir sıraya koyun. Kendinizi programlayın. Listedeki her maddeyi gerçekleştirmeyi hedefleyin. Tabi ki bir yandan da listenizi genişletmeyi ihmal etmeyin.

emeklilik Yapılacaklar listenizdeki her maddeyi gerçeğe dönüştürmek için yeterli donanım ve birikime sahip olmayabilirsiniz. Ama zaten listenin amacı da tam olarak bu! Diyelim ki, listenizin en tepesinde piyano çalmak var. Hayallerinizi süslemiş ve gerçekleşmesi için emekliliği beklediğiniz en ağır basan merakınız. Kendinize sorun: Piyano çalmayı biliyor muyum? Piyanom var mı? Bu hobime ne  kadar bütçe ve zaman ayıracağım? Hedefim nedir? Bir klasik müzik bestesini ezberden çalmak mı, bir albüm çıkarmak mı, yoksa “Jingle Bells” yetecek mi? Gerçekçi olmaya çalışın ve sorularınızı cevaplarken kendinize dürüst davranın.

Ancak daha önce piyanonun tuşuna dahi dokunmamışsınız. Zaten piyanonuz da yok. Öyleyse listenizin bu maddesini hayata geçirmek için bir piyano kursuna gitmeniz, nota ve solfej öğrenmeniz, bir piyano edinmeniz ve bol bol pratik yapmanız gerekecek. Hepsinden önemlisi, önce piyano çalmayı, hatta piyano çalmayı öğrenmeyi denemeniz lazım. Belki de sandığınız kadar keyif alacağınız bir hobi olmadığını görecek ve listenizin bir sonraki maddesine odaklanacaksınız. İşte bol seçenekli, altenatifli bir listeyi bu yüzden oluşturuyorsunuz.

Emeklilik yaşamınız için geliştireceğiniz bu eylem planı unsurları, hem emekli olmadan önce, hem de emekli olduktan sonra yaşamınızın emeklilik evresini planlamanızı sağlayacaktır.

Emekli olduktan sonrası için…

emeklilik İşte size bir nasihatler silsilesi:
  • Sosyal ağınızı canlı tutmayı ihmal etmeyin. Yeni insanlarla tanışın, çevre edinin. Hobi kulüpleri, kurslar, atölyeler, geziler bunun için en uygun ortamı sağlar.
  • Ne yapmak istiyorsanız onu yapın. Yeni hayatınızın meşgalelerini “görev aşkı”yla değil, gerçek heveslerle hayata geçirin.
  • Zihninizi aktif tutun. Bir emeklilik klasiği olan bulmaca sevdasına kapılın. Yeni bir dil öğrenin. El becerilerinizi geliştirin. Kitap okuyun. Hatta üniversiteye dönüp tekrar öğrenci bile olabilirsiniz.
  • Bedeninizi de. Spor yapmayı ihmal etmeyin. Sportif faaliyetler konusunda deneyimsizseniz, alın işte size yeni bir meşgale daha! Bir kursa katılın. Spor salonuna yazılın. Deneyimli arkadaşlarınıza eşlik edin. Açık havada yürüyüş yapsanız yeter. Hayır, ev temizlemek ve çim biçmek spor sayılmaz.
  • Gönüllü çalışmalara katılın. Kütüphaneler, festivaller, çocuk yurtları, çevre kuruluşları, dernekler… Gönüllü arayan çok. Birini emeklilikseçin ve yardıma ihtiyaç duyulduğunda el uzatın. 
  • Biliyoruz ki, siz kimselerin bildiği emeklilere benzemezsiniz. Siz meraklı bir emekli olun! Keşfedin, öğrenin, deneyin, değişin, farklı şeyler yapın. Unutmayın, hobi edinmek emekliliğin altın kuralı! 

Meraklısı İçin’de yayınlanan Emekliler İçin kategorisindeki kurslara göz atmak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz. Tüm hobi kurslarını incelemek için ise buraya tıklayın.